Olayların gidişatından hoşlanmıyor olabilirsiniz. Mutluluğunuz üzerinde güç sahibi olanlarla aynı fikirde olmayabilirsiniz.
Ancak burada yaşamın çok önemli bir sırrı bulunmaktadır:
Yaşamınızda düşündüğünüzden çok daha fazla etki gücünüz mevcuttur.
Gandhi bu etki gücüne Gerçeğin Gücü – Sevginin Gücü – Ruhun Gücü demiştir.
Gerçeği ve diğer insanların içinde bulunan iyiliği ortaya çıkarabilme gücü sizin doğanızda vardır.
İnsanlara olan bakış açınızı değiştirdiğinizde onların kalplerini ve zihinlerini de değiştirebilme gücüne erişebilirsiniz.
Nobel Fizik ödülü almış olan Max Planck şöyle demiştir: “Olaylara bakış açınızı değiştirdiğinizde baktığınız olaylar değişir.”
Yapılan bilimsel çalışmalarda bir öğretmene sınıftaki bir öğrencinin zeka seviyesinin yüksek olduğu söylendiğinde o öğrencinin öğretmenin beklentisini karşılayabilmek için zeka seviyesinin arttığı belirlenmiştir.
İnsanlardan en iyisini beklemek onların içindeki en iyiyi açığa çıkaracaktır.
Aynı zamanda tam tersi de doğrudur. İnsanlardan en kötü şeyi beklemek onlardaki en kötüyü açığa çıkaracaktır.
Bilincinizin gözlediğiniz insanlardaki en iyiyi ya da en kötüyü ortaya çıkarabilme gücü vardır – arada mesafe olsa bile…
Arkadaşlarımız, ailemiz, çocuklarımız, çalışma arkadaşlarımız, yöneticilerimiz. Onlarla ilgili bakış açılarımızda kalbimizi ve zihnimizi değiştirdiğimizde her birinin kalbini ve zihnini değiştirebilme gücüne erişmiş oluruz.
Hepimizin içinde karanlık vardır – ama aynı zamanda Işık da vardır –
Ve her an yaptığımız her seçimde bilincimiz üzerinde karanlığın mı yoksa ışığın mı hüküm süreceğini seçme olanağımız bulunmaktadır.
Diğerlerinde tanık olduğunuz her şey sizin gözlem gücünüzle güçlenmektedir.
Herhangi bir kişideki en kötüyü aradığınızda – zihninizde yanlış yere yerleştirdiğinizde – onlardaki en iyiyi görmeyi reddettiğinizde – en kötü ruhsal saldırıyı yapmış oluyorsunuz – çünkü onlardaki Işığı bulabilme kabiliyetine karşı şahitlik etmiş oluyorsunuz, onlardaki karanlığa tanıklık etmiş oluyorsunuz ve onlardaki karanlığın kalpleri ve zihinleri üzerine güç kazanmasına tanıklık etmiş oluyorsunuz.
Düşmanca davranan bir kalabalık, düşmanca davranan biri, düşmanca davranan bir sevgili – sizi aşağılayan birinin yıkıcı gücünü hissetmişsinizdir.
Olaylara bu şekilde bakarak teslim olmayın!
Diğerlerindeki Işığa tanıklık edin!
Tartışmasız ilahi ışık her erkek, kadın ve çocuğun kalplerinde parlamaktadır – sadece açığa çıkmayı beklemektedir.
Birinin içindeki ilahi ışığı çağırdığınızda onların bilinçlerindeki ışığın da güçlenerek galip gelmesini sağlamış olursunuz.
İlahi tanıklığınızın gücü diğer insanların zihinlerindeki gerçeği de ortaya çıkarır.
Kalplerindeki sevgiyi ortaya çıkarır.
Ruhlarındaki zarafet ve güzelliği de ortaya çıkarır.
İlahi tanıklık şiddetsizliğin (pasif direnişin) en güçlü şeklidir, çünkü şiddetin kaynağını şifalandırır – düşmanlarınızı dosta çevirir – onların berbat ve yanlış olduklarını düşündüğünüzde bile.
Işığı göremediğiniz yerlerde siz kendi ışığınız olun.
Kendi içinizdeki ilahi kıvılcımı ortaya çıkarın – ve onu size karşı gelenlerin içinde de ortaya çıkması için çağırın.
Kalbinizdeki ilahi kıvılcım bilincinizin parlayan ışığı aracılığıyla diğerlerindeki o kıvılcımı da ateşler.
Buna tanıklık edin.
Bunu güçlendirin.
Bunun için ısrar edin.
Kendi içimdeki gerçek senin içindeki gerçeği çağırır –
çünkü sadece bunun için tanıklık edeceğim.
Sadece bunu görmek için kararlıyım.
Sadece buna şahitlik edeceğim.
Alıntı