İnsan vucudu yaşam boyunca Endojen ve Eksojen serbest radikale maruz kalır.
1- Endojenler ; Vucudumuz tarafından oluşturulan toksik maddelerdir.
Bunlardan bir kısmı; Laktik asit, adrenalin, histamin, beslenme yetersizliği veya aşırı beslenme stres veya kilo alıp verme, aşırı ve sağlıksız yağlar v.b.
Bütün bu durumlarda vucut kendine zarar verebilecek toksik atıkları oluşturur.
2- Eksojenler ; Bunlar çevresel ortamlardan kaynaklanan toksik serbest radikallerdir.
Sigara dumanı, Egzos, Antibiyotikler, Ortamda salınan zehirli yakıt birikintileri.
Koku ve tat verici kimyasallar v.b.
Endojen ve eksojen serbest radikallerin miktarı vucudumuzda savunma sisteminde bulunan anti oksidan kapasitemizi aştığında, bizim anti oksidan sürecimiz yetersiz hale gelir.
Serbest radikaller hücresel fonksiyonlarını tehlikeye atarak kronik dejeneratif hastalıkların gelişimine sebep olurlar.
Ayrıca vucuda ve oksijen içeren sağlıklı hücrelere vucudun savunla sistemi olan anti oksidan yapıya zarar verirler.
Serbest radikaller hücresel fonksiyonları tehlikeye atarak kronik dejeneratif hastalıkların yani zikinsen ve bedensel işlevsel bozuklukların gelişimine neden olurlar. Yağda çözünen toksinler yağ kütlesi artışına katkıda bulunurlar.
Yargunluk, stres, huzursuzluk, demans ve kötü huylu tümörler gibi birçok hastalığın önünü açabilecek örnek oluşturabilir.
Homotoksikolojiye göre toksinler bedende deri, akciğer, gastrontestinal yollarda birikir. Karaciğer, böbrekler, deri mukozal membranlar ve diğer organlar bu toksinleri işlemeye ve atmaya çalışır.
Toksinler sürekli hücreleri, dokuları, organları ,hormanları, immün sistemi ve bedenin diğer koruyucu sistemlerini yormaktadır.
Homotoksikolojiye göre hastalıkların nedeni toksinlerin vucutta birikimidir.
Bunun için her olasılığa harşı ;
Bedenimizi ağır metaller, radyo aktif maddeler ve toksinlerden arındırmalıyız.
" Günümüzde alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanması ve siroz gibi sorunlar alkole bağlı olan sayıdan bir hayli fazladır. "
Kaynak; vitaminevim